Neoliberal Realpolitik batı demokrasisini ciddi şekilde ve çok fazla yerinden hançerliyor.
Bu konudaki duruşumu özetlemek için –2005’teki- Fransa’daki protestolardan (veya isyanlardan, veya başkaldırılardan) bahsedeceğim. Muhtemelen çoğunuz bu sene Fransa’da olanları az ya da çok takip etmişsinizdir. Hem genç ve iyi eğitimli ‘merkez’ gençleri, hem de marjinalize olmuş ‘banliyo çocukları’ belki adını koyamadıkları ama orada olduğunu bildikleri bir baskıya isyan ettiler. Bu hareket ne tam olarak sınıf çatışması olarak açıklanabilir, ne etnik ayrımcılığın biri ürünü olduğu iddia edilebilir ne de dinsel hassasiyetlerin dışavurumu olabilir. Paris’in sokaklarındaki grupların sayısı çok daha kapsamlı bir huzursuzluğu işaret ediyordu. Yoksul, toplumun kıyısında kalmış eğitimsiz, kızgın kalabalıkların içinden de gelenler vardı, Sorbonne’dan Paris’in coğrafi ve entellektüel merkezinden de. En önemlisi o kalabalığın içinde, düşük maaşla Cafe’lerde, sinemalarda, restoranlarda çalışan gençlerde vardı.Ve insanlar konuştuğunda devlet dinlemek zorunda olmalı. Bu seferlik, Fransız Hükümeti dinlemek zorunda kaldı.
No comments:
Post a Comment