‘Yaz’ olmalı idi ilk söylenen, ‘oku’ değil. Biz tanrısı değil miyiz bilincimizin? Bizim beynimiz değil mi her suçu unutan? Biz değil miyiz ki her düşünceyi çarpıtan? Yazmalıyız ki sözümüz kök salsın, yazmalıyız ki değişen anlamların geri dönebileceği, yeniden başlayabileceği bir evi olsun. Yazmalıyız ki, suçlarımız ve suçluluklarımız ve hatalarımız yüzümüze çarpılabilsin. Bu değil midir hayatımızın anlamı?


Add to Technorati Favorites

Search This Blog

Mar 18, 2008

Chronicles of a dissolving past

I am again feeling that familiar tingling in my stomach sitting in the seat numbered 107, facing the opposite direction to the train’s movement: a longing to escape. My kind seems to fear future; hence we prefer to look to the past for answers.


We live in the land of blurry, unsolved memories and present is always a train ride.

No comments:

Post a Comment

The counter