About 3-4 years ago, R. gave me a copy of Glenn Gould's two and three part inventions. The moment that I started listening to that CD, I was bewitched. Not in the same manner that I was impressed by Lang Lang's amazing performances.
No, I was amazed by something intellectually deep, which I could not put my finger on. There was something with Gould's playing that made me wonder about his thinking about music. However, given that I had neither the perfect pitch, nor a great knowledge in music, I never could really understand his touch, I just appreciated, probably on a very shallow level, the fresh intellectual vigor he was bringing his generation.
Nowadays, the fragmentary, intelligible and amazingly kitsch culture of you tube opened a new window to Gould's world for me: His interviews. His amazingly arrogant manners and sickly good looks and above all the mastery of the instrument mesmerized me.
I wanted to share!
‘Yaz’ olmalı idi ilk söylenen, ‘oku’ değil. Biz tanrısı değil miyiz bilincimizin? Bizim beynimiz değil mi her suçu unutan? Biz değil miyiz ki her düşünceyi çarpıtan? Yazmalıyız ki sözümüz kök salsın, yazmalıyız ki değişen anlamların geri dönebileceği, yeniden başlayabileceği bir evi olsun. Yazmalıyız ki, suçlarımız ve suçluluklarımız ve hatalarımız yüzümüze çarpılabilsin. Bu değil midir hayatımızın anlamı?
Feb 25, 2008
Feb 21, 2008
Kast Sisteminin Molekülleri
Atlas Dergisi için yazdığım yazının Hindistan'da kast sistemini tartıştığım bir kısmı Atlas dergisinin web sitesinde online olarak yayınlandı... Yazı için
Bilginize.
Bilginize.
Subscribe to:
Posts (Atom)
Posts
